1988 tarihli Lima Bildirgesi, akademik özgürlüğü, “akademik bir çevre üyelerinin tek tek ya da toplu halde bilgiyi araştırma, inceleme, tartışma, belgeleme, üretme, yaratma, öğretme, anlatma ve yazma yoluyla edinmelerinde, geliştirmelerinde ve iletmelerindeki özgürlükler” olarak tarif eder. Bu özgürlük üniversitelerin ve diğer yükseköğretim kurumlarının üstlendikleri eğitim, araştırma, yönetim ve hizmet işlevlerinin vazgeçilmez bir koşulu olarak kabul edilir.
14-15-16 Aralık 2020 tarihlerinde çevrimiçi biçimde gerçekleştireceğimiz Bir İnsan Hakkı Olarak Akademik Özgürlük Konferansı’nda bu tanımının geçerliliğini iki temel bağlamda tartışmaya açacağız.
İlk olarak akademik özgürlük tanımının kendisini sorgulayacak ve Türkiye’de ve dünyadaki tarihsel yükünü ve anlamını insan hakları özelinde tartışacağız ve soracağız: akademik özgürlük temel bir insan hakkı mıdır?
İkinci olarak akademik özgürlüğü iktidar ve akademi ilişkisi bağlamında sorgulamaya açacağız. Bu çerçevede akademik özgürlüğün nadiren bir temenni olmaktan uzaklaşabildiği Türkiye örneğinin dününe ve bugününe bakacak, otoriter rejimlerin ve uygulamaların yükselmesiyle birlikte üniversiteler üzerinde iktidarın artan baskısını dünyadan farklı örnekler üzerinden ele alacağız ve soracağız: akademi kimindir?
Dünyanın dört bir yanından akademisyenlerin ve aktivistlerin bir araya geleceği panellerimize katılımınızı bekliyoruz…