Merhaba, Türkiye’de Sosyal Haklar atölyesine hepiniz hoş geldiniz.

 

Türkiye 2000 sonrasında sosyal politika alanında önemli dönüşümler yaşadı. 2003 ve 2012 yıllarında yapılan değişikliklerle çalışma ilişkilerinin çerçevesini çizen bireysel ve toplu iş yasaları değiştirildi. 2006 yılında sosyal güvenlik kurumları tek çatı altında toplandı, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları  norm ve standart birliğini sağlama iddiası ile yeniden düzenlendi. Yurttaşları fizyolojik, mesleki ve sosyo-ekonomik risklere karşı koruyan sosyal güvenlik sisteminde parametrik değişiklikleri (yaş, prim gün sayısı vb) aşan düzenlemeler yapıldı. Emek piyasasının kurumsal yapısı çalışma ilişkilerinin esnekleştirilmesi ve işgücü maliyetlerinin düşürülmesini ihtiyacına göre yapılandırıldı. Üretim noktasında sermaye tahakkümünü ve denetimini, yeniden üretim alanında piyasaya bağımlılığını ve nakit bağını güçlendiren bu düzenekler,  Türkiye’de sosyal haklara erişim noktasında zaten var olan adaletsizlikleri, istihdam statüsü ve gelire dayalı yeni eşitsizliklerle perçinledi. Bu atölyede Türkiye’de sosyal haklar alanında 2000 sonrası gözlenen dönüşümler, yönetsel yeniden metalaştırma pratikleri kapsamında ele ele alınacaktır. Altı hafta sürecek atölye boyunca devletin sosyal alana müdahalelerinin karakterinde meydana gelen değişimin yol açtığı bu eşitsizlikler sosyal güvenlik hakkı, sağlık hakkı, çalışma hakkı ve sendikal haklar kapsamında ele alınacaktır.

 

 

Atölye Programı

1. Hafta: Sosyal Haklar ve Yönetsel Yeniden Metalaştırma

2. Hafta: Sosyal Güvenlikte ‘Reform’: Kolektif Mülkiyetin Tasfiyesi 

3. Hafta:  Statü Eşitsizliğinden Gelir Eşitsizliğine Türkiye’de Sağlık Hakkı

4. Hafta: Yönetsel Yeniden Metalaştırma, Güvencesiz İstihdam Biçimleri ve Çalışma Hakkı

5. Hafta: Türkiye’de Sendikal Haklar: Uyumsuzlukta İstikrar

6. Hafta: FORUM-TARTIŞMA: Kriz ve Sosyal Haklar


Osmanlı-Türk anayasacılığı, genellikle, II. Mahmut ile âyanlar arasında imzalanan, 1808 tarihli Sened-i İttifak ile başlatılır. İlk anayasamız ise 1876 tarihli Kanun-u Esasi’dir. Kanun-u Esasi’den bugüne, toprağımızda dört anayasa hazırlanmıştır. O gün bugündür anayasa tartışmaları sona ermemiştir. Bu gerçek şunu gösterir: Eğer anayasalar, bir yandan devlet organlarının örgütlenmesini, diğer yandan devlet ile uyruk/yurttaş arasındaki ilişkinin içeriğini düzenleyen belgeler ise, demek ki Türkiye’de yüz küsur yılda bu konulardaki temel sorunlar çözülememiştir. 

Ancak söz konusu tespit, doğruluğu yanında, eksiktir. Zira anayasalar, yalnızca kuru metinler içindeki sıradan sözcük ev cümlelerden ibaret değildir. O metinleri içeren, çok daha geniş/kapsayıcı bir kavram olan ‘siyasal (anayasal) düzenin’ nitelikleridir önemli olan ve siyasal düzen anlaşılmadan, onun sorunları göz önünde bulundurulmadan, anayasa metinleri de hakkıyla anlaşılamaz. Haliyle, aslında anayasa tartışması gibi görünen çoğu polemik ve siyasal çatışma, aslında anayasaları da içeren siyasal düzenin açmazlarından kaynaklanır. Örneğin, ülkedeki sınıf mücadelesinin geldiği aşamadan, örneğin ekonomik gelişmişlik düzeyinden, örneğin hâkim inanışlardan, örneğin toplumsal/kültürel niteliklerinden, örneğin yaygın kabul görmüş doğrularından vb. Hâl böyleyken Türkiye’nin anayasal sorunları, Türkiye’nin siyasal düzen sorunlarıdır. 

Bu derste, anayasa tarihinin, kaçınılmaz bir biçimde yüzeysel olarak da olsa anlatılacak oluşunun gerekçesi budur. Sorunların ve tartışmaların kökenlerini anlamak ve asıl düşünülmesi gerekenler üzerinde düşünmeyi denemek, önermek. 

Bu çerçevede ders, anayasa kavramının anlamı ile başlayacak ve 1876, 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasaları hakkında fikir/bilgi vererek ilerleyecek.

Yararlı olmasını dilerim.

Atölye Yürütücüsü: Murat Sevinç


İNSAN HAKLARININ ULUSLARARASI ALANDA KORUNMASI (International Protection of Human Rights) atölyesi, esas ve usulden oluşan uluslararası insan hakları hukukunun usul kısmına odaklanarak uluslararası korumanın doğuşunu, hukuksal kaynaklarını, aslî koruma sistemlerini tanıtmayı ve bunlar üzerine tartışma yürütmeyi amaçlamaktadır. İnsan haklarının uluslararası alanda korunması denildiğinde uluslararası normlar, kurallar ve uluslararası mekanizmalar akla gelmelidir. O halde uluslararası koruma, uluslararası kamu hukukunun ve onun bir parçası olan uluslararası insan hakları hukukunun kaynaklık ettiği bir mekanizmalar bütünüdür. Uluslararası insan hakları sisteminde insan haklarının, i. evrensel düzeyde Birleşmiş Milletler (BM), ii. bölgesel düzeyde ise Avrupa Konseyi (AK), Avrupa Birliği (AB), Amerikan Devletleri Örgütü (ADÖ) vb. bünyesinde korunması biçiminde ikiye ayrılarak incelenmesi söz konusudur. BM’nin gerek normların oluşturulmasında gerek bu normların uygulanmasındaki etkisi çok önemli olmakla beraber uluslararası insan hakları rejiminin, kurulan uluslararası veya ulusüstü mahkemeler aracılığıyla bölgesel düzeyde üstün standartlar geliştirdiği de ifade edilmelidir. Bu gelişmenin özellikle Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa’da bir kamu hukuku alanı oluşturmak üzere kurulmuş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadıyla sağlandığını söylemek mümkündür.  Ayrıca Avrupa Birliğinin kendine özgü ulusüstü (supranasyonal) hukuk sistemiyle -özellikle normatif alanda- insan hakları alanına yaptığı katkı görmezden gelinemeyecek düzeydedir. Keza Amerika kıtasının Amerikan Devletleri Örgütü bünyesindeki koruma mekanizması aracılığıyla alana katkısı önemlidir. Bu bağlamda atölye, beş oturum ile insan haklarının ulusal ölçeği aşan koruma düzenlerini mercek altına almayı amaçlamaktadır. Atölyenin altıncı ve son oturumda ise forum yöntemi aracılığıyla, anlatılan temel konular çerçevesinde uluslararası kamu düzeni ve bireyin hak statüsüne dair bir tartışma yürütülecektir.

 

Atölye Programı

I. Oturum: Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Öğeleri

II. Oturum: Birleşmiş Milletler Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

III. Oturum: Avrupa Konseyi Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

IV. Oturum: Avrupa Birliği Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

V. Oturum: Amerikan Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

VI: FORUM: Genel Değerlendirme, Sonuç ve Tartışma 

 

Atölye Yürütücüsü: Ozan Değer

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi atölyesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve işleyişi kısaca tanıtılmaya çalışılacaktır. Bu amaçla Sözleşmedeki hakların tek tek tanıtılması yerine Sözleşmenin kimliğinin, işleyişinin tanıtılması amaçlanmıştır. Bunun için ilk önce Sözleşme’nin kısa tarihçesi ve geçirdiği evreler anlatılacaktır. Bunu takiben, AİHS’in merkezinde yer alan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin nasıl çalıştığı ve aldığı kararların ne anlam taşıdığı açıklanmaya çalışılacaktır. Bu bölümde, karar tipleri ve bu karar tiplerinin iç hukukta doğurduğu sonuçlar ve etkileri de tartışılacaktır. Nihayet, bunu takiben AİHM’in aldığı kararların nasıl infaz edileceği, bu infazın takibinin Sözleşmedeki yeri ve önemi anlatılacaktır.

Atölyenin son haftasında anlatılan temel konular hakkında katılımcılar ile atölye yürütücüsünün bir tartışma yürütmesi planlanmaktadır. Bu tartışma sırasında somut örnekler ve kararların Türkiye’deki pratik etkilerinin de tartışılması amaçlanmaktadır. 


Atölye Programı (4 Hafta)

I. Hafta: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Tarihi ve İşlevi

II. Hafta: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının Niteliği, İşlevi, Çeşitleri

III. Hafta: AİHM Kararlarının İnfazı ve İzleme Süreci

IV. Hafta: Webinar- AİHM Kararlarının Analizi

Atölye Yürütücüsü: Kerem Altıparmak


2018 yılı sonuna kadar Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde insan hakları hukuku alanında öğretim üyesi olarak çalışmıştır. Lisansını Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamlamış; yüksek lisansını aynı üniversitenin kamu hukuku bölümünde doktorasını ise Leeds Üniversitesinde tamamlamıştır. Altıparmak, 2017 yılı sonunda kapatılana kadar AÜ SBF İnsan Hakları Merkezi Müdürü olarak da görev yapmıştır. Altıparmak, üniversite dışında da insan hakları örgütleriyle çok sayıda projede rol almıştır. 2007 yılından beri İnsan Hakları Ortak Platformu çatısı altında yürütülen çalışmaları arasında Türkiye’de AİHM Kararlanının Uygulanmasının İzlenmesi ve Cezasızlıktan Sorumluluğa programları bulunmaktadır. Altıparmak bunun yanında İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yaman Akdenizle bir dizi ifade özgürlüğü projesini beraber yürütmüştür. Türkiye’de Demokratikleşme ve İfade Özgürlüğü programı kapsamında hukukçuların konuya ilişkin bilgilerinin artırılması yanında gazeteci, insan hakları savunucuları, akademisyenler gibi ifade özgürlüğü hak mağdurlarına hukuksal destek de verilmiştir. Bu kapsamda Altıparmak ve Akdeniz; Türkiye’de Youtube ve Twitter’a uygulanan engellemeyi Anayasa Mahkemesi’ne, bir diğer Youtube engellemesini ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptıkları başvurular sayesinde kaldırtmayı başarmıştır. Altıparmak çalışmaları nedeniyle şu ödüllere layık görülmüştür: Türkiye Yayıncılar Birliği (2014), Halit Çelenk Hukuk Ödülü (2015), Columbia Üniversitesi Global İfade Özgürlüğü Ödülü (2016) and Türkiye Gazetciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü (2016) Fransız-Alman İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü Ödülü (2017). Altıparmak’ın araştırma konuları arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ifade özgürlüğü, işkencenin önlenmesi, hak kuramı ve cezasızlık kavramları bulunmaktadır.


Sevgili arkadaşlar, hepinize merhaba. Ben Dinçer Demirkent, Anayasa’da Haklar ve Özgürlükler atölyesini birlikte yürüteceğiz.

Bu atölyenin amacı anayasa hukuku ve insan hakları ilişkisini iki bağlamda ele almaktır. Birincisi, anayasa hukukunun gelişimi ile insan hakları ideali arasındaki çelişkili ilişkiyi açığa çıkarmaktır. On sekizinci yüzyılın anayasacılık hareketleri ve sonrasında anayasaların yurttaşlık haklarını temel alarak insan haklarının evrenselciliğini askıya alması ve tek tek devletler ile ilişkilenmesi bir varsayım olarak bu çelişkinin odağındadır. Bu ilişki dersin birinci ve dördüncü haftalarında yapılacak okumalar ve forumlar yoluyla tartışılacak.

İkinci bağlam Türkiye’de insan hakları ile anayasacılığın kesiştiği yerler ve anayasal koruma mekanizmalarıdır. Bu bağlam içinde ikinci ve üçüncü hafta Türkiye’nin anayasal tarihinde temel haklar ve özgürlük rejiminin gelişimi özetlenecek, 1982 Anayasası’ndaki temel haklar ve özgürlükler sistematiği tartışılacaktır. Atölyenin beşinci haftasında anayasa yargısı ve bireysel başvuru hakkı üzerinde durulacaktır.

Altı hafta sürecek atölyemizin son haftasının konusu insan hakları ve olağanüstü hal ilişkisidir.

Sizlerden temel beklenti, haftada en fazla 3-4 saatinizi ayırarak, giriş ve çıkış sorularına yanıt vermeniz, belirlenen sorunsal çerçevesinde zorunlu okumaları yapmanız, atölye sırasında duyurulacak forum ve webinarlara katılımınızdır. Giriş sorusu, ders kapsamında hiçbir okuma yapmadan yalnızca sorun üzerine düşünmenizi ve bu düşünceyi birkaç paragraf halinde kaleme almanızı hedeflemektedir. Çıkış sorusu ise atölye boyunca yürütülen tartışmalar ve okunan metinlerin ardından sorunlara bulunan çıkış yollarını düşünmeye dönüktür. Çıkış sorusunun yanıtı da iki sayfayı geçmemelidir. Dersin bir sonraki haftasına ancak bu sorunun yanıtlanmasının ardından geçilebilecektir.

İNSAN HAKLARININ ULUSLARARASI ALANDA KORUNMASI (International Protection of Human Rights) atölyesi, esas ve usulden oluşan uluslararası insan hakları hukukunun usul kısmına odaklanarak uluslararası korumanın doğuşunu, hukuksal kaynaklarını, aslî koruma sistemlerini tanıtmayı ve bunlar üzerine tartışma yürütmeyi amaçlamaktadır. İnsan haklarının uluslararası alanda korunması denildiğinde uluslararası normlar, kurallar ve uluslararası mekanizmalar akla gelmelidir. O halde uluslararası koruma, uluslararası kamu hukukunun ve onun bir parçası olan uluslararası insan hakları hukukunun kaynaklık ettiği bir mekanizmalar bütünüdür. Uluslararası insan hakları sisteminde insan haklarının, i. evrensel düzeyde Birleşmiş Milletler (BM), ii. bölgesel düzeyde ise Avrupa Konseyi (AK), Avrupa Birliği (AB), Amerikan Devletleri Örgütü (ADÖ) vb. bünyesinde korunması biçiminde ikiye ayrılarak incelenmesi söz konusudur. BM’nin gerek normların oluşturulmasında gerek bu normların uygulanmasındaki etkisi çok önemli olmakla beraber uluslararası insan hakları rejiminin, kurulan uluslararası veya ulusüstü mahkemeler aracılığıyla bölgesel düzeyde üstün standartlar geliştirdiği de ifade edilmelidir. Bu gelişmenin özellikle Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa’da bir kamu hukuku alanı oluşturmak üzere kurulmuş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadıyla sağlandığını söylemek mümkündür.  Ayrıca Avrupa Birliğinin kendine özgü ulusüstü (supranasyonal) hukuk sistemiyle -özellikle normatif alanda- insan hakları alanına yaptığı katkı görmezden gelinemeyecek düzeydedir. Keza Amerika kıtasının Amerikan Devletleri Örgütü bünyesindeki koruma mekanizması aracılığıyla alana katkısı önemlidir. Bu bağlamda atölye, beş oturum ile insan haklarının ulusal ölçeği aşan koruma düzenlerini mercek altına almayı amaçlamaktadır. Atölyenin altıncı ve son oturumda ise forum yöntemi aracılığıyla, anlatılan temel konular çerçevesinde uluslararası kamu düzeni ve bireyin hak statüsüne dair bir tartışma yürütülecektir.

 

Atölye Programı

I. Oturum: Uluslararası İnsan Hakları Hukukunun Öğeleri

II. Oturum: Birleşmiş Milletler Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

III. Oturum: Avrupa Konseyi Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

IV. Oturum: Avrupa Birliği Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

V. Oturum: Amerikan Sisteminde İnsan Haklarının Korunması

VI: FORUM: Genel Değerlendirme, Sonuç ve Tartışma 

 

Atölye Yürütücüsü: Ozan Değer